Nefret Suçlarıyla Mücadele Eğitim Programı
Turhan Kaya
23.10.2021
Sayın Koordinatör Dr. Kocagül,
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, Kamu Denetçiliği Kurumu ve Diyanet İşleri Başkanlığının saygıdeğer Yetkilileri,
Değerli Misafirler,
Nefret Suçlarıyla Mücadele Eğitim Programına katıldığınız için teşekkür ediyor, hepinize hoşgeldiniz diyorum.
Almanya ile İşgücü Anlaşmasının 60. yılını idrak ettiğimiz bir dönemde bu toplantının yerinde ve vakitlice olduğunu düşünüyorum.
Bunun için YTB’ye, Kamu Denetçiliği Kurumuna ve Diyanet İşleri Başkanlığına teşekkür ederim.
Türkler bu 60 yıl içinde bir Avrupa tarihi yazmıştır.
Çoğunlukla vasıfsız bir şekilde buraya gelerek önce işçi olarak çalışmışlardır.
Bir süre sonra ailelerini getirmişler ve kalıcı olarak yerleşmişlerdir.
Zaman içinde kendini geliştirmişler, çocukları eğitim almış ve yaşamın her alanında boy göstermiştir.
Aradan geçen süre zarfında insanlarımız çeşitlenmiş, toplumun ayrılmaz ve bütünleyici bir parçası haline gelmiştir.
Ancak maruz kaldıkları sorunlar değişmemiş, hatta kemikleşmiş ve topyekûn bir hal almıştır.
İlk on yıllarda bir vatandaşımız daha ziyade işyerinde günlük ayrımcılığa uğrarken, bugün kimliği, dini, hatta siyasi görüşü bile sorgulanabilmektedir.
Günlük ayrımcılığa, kimlik düşmanlığı eklenmiştir.
İbadet yerlerine saldırılar olağan hale gelmiştir; takibi, soruşturması – insan hayatını tehdit etmediği sürece – genelde sonuçsuz kalmaktadır.
İnsanlarımıza karşı bu düşmanlık, en aşağılık ve insanlık dışı ifadesini Mölln’de, Solingen’de, NSU cinayetlerinde ve son olarak Hanau’da bulmuştur.
Geriye baktığımızda, son 30 yılda, bizlerin ve geleceğimiz olan çocuklarımızın, sadece günlük ayrımcılık ve dışlayıcılıkla değil, canımıza kastedebilen bir nefretle de karşı karşıya kaldığını, bu ülke için utanarak belirtmeliyiz.
Değerli Misafirler ve Temsilciler,
Bu bir hak mücadelesidir ve bu mücadele saymakla başlar.
Damlaya damlaya göl olur misali, önemseyebildiğimiz, üzerinde durmaya değer görmeyebildiğimiz, zaman zaman geçiştirdiğimiz, tabiri mazur görün “yuttuğumuz” her olay, toplandığında, inkar edilemez bir gerçeğe dönüşür.
Bu gerçeği olduğu gibi gösterme görevi yine bizlere düşüyor.
Alman ve Batı Avrupa toplumlarına aynayı yine biz tutacağız.
Bunun için elimizdeki tüm araçları – ki bunların birçoğu artık kurumsallaşmış durumdadır – kullanacağız.
Dışişleri Bakanlığımız, özellikle son yıllarda, yabancı düşmanlığı, İslam düşmanlığı ve ırkçılıkla mücadeleyle ilgili kurumsal hafızamızı güçlendirmiştir.
Nefret suçuyla ilgili yıllardır kurumsal kayıt tutulurken, artık vatandaşlarımızca doğrudan suç bildirimi imkanı tanınmıştır.
Bunun için yurtdışındaki temsilciliklerimizin internet sitesinde Yabancı Düşmanlığı Bildirimi modülü vatandaşlarımızın hizmetine sunulmuştur.
Bu bağlamda Başkonsolosluğumuzun şimdiye kadar olduğu gibi, tüm imkanlarıyla nefret suçlarına maruz kalan vatandaşlarımızın yanında olmaya devam edecektir.
Vatandaşlarımızın vakit kaybetmeden Başkonsolosluğumuzla temas etmesi durumunda hukuki danışmanlık da verebileceğimizi belirtmek isterim.
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, Kamu Denetçiliği Kurumu ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nın da bu alanda önemli bir adım atarak bu konudaki genel farkındalığa katkı sağladığını memnuniyetle görüyoruz.
Türkiye’den gelen değerli misafirlerimizin bu konuda birazdan yapacağı bilgi paylaşımı vesilesiyle emeği geçen herkese sizlerin huzurunda şükranlarımı sunarım.
İlginiz için teşekkür ederim.
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, Kamu Denetçiliği Kurumu ve Diyanet İşleri Başkanlığının saygıdeğer Yetkilileri,
Değerli Misafirler,
Nefret Suçlarıyla Mücadele Eğitim Programına katıldığınız için teşekkür ediyor, hepinize hoşgeldiniz diyorum.
Almanya ile İşgücü Anlaşmasının 60. yılını idrak ettiğimiz bir dönemde bu toplantının yerinde ve vakitlice olduğunu düşünüyorum.
Bunun için YTB’ye, Kamu Denetçiliği Kurumuna ve Diyanet İşleri Başkanlığına teşekkür ederim.
Türkler bu 60 yıl içinde bir Avrupa tarihi yazmıştır.
Çoğunlukla vasıfsız bir şekilde buraya gelerek önce işçi olarak çalışmışlardır.
Bir süre sonra ailelerini getirmişler ve kalıcı olarak yerleşmişlerdir.
Zaman içinde kendini geliştirmişler, çocukları eğitim almış ve yaşamın her alanında boy göstermiştir.
Aradan geçen süre zarfında insanlarımız çeşitlenmiş, toplumun ayrılmaz ve bütünleyici bir parçası haline gelmiştir.
Ancak maruz kaldıkları sorunlar değişmemiş, hatta kemikleşmiş ve topyekûn bir hal almıştır.
İlk on yıllarda bir vatandaşımız daha ziyade işyerinde günlük ayrımcılığa uğrarken, bugün kimliği, dini, hatta siyasi görüşü bile sorgulanabilmektedir.
Günlük ayrımcılığa, kimlik düşmanlığı eklenmiştir.
İbadet yerlerine saldırılar olağan hale gelmiştir; takibi, soruşturması – insan hayatını tehdit etmediği sürece – genelde sonuçsuz kalmaktadır.
İnsanlarımıza karşı bu düşmanlık, en aşağılık ve insanlık dışı ifadesini Mölln’de, Solingen’de, NSU cinayetlerinde ve son olarak Hanau’da bulmuştur.
Geriye baktığımızda, son 30 yılda, bizlerin ve geleceğimiz olan çocuklarımızın, sadece günlük ayrımcılık ve dışlayıcılıkla değil, canımıza kastedebilen bir nefretle de karşı karşıya kaldığını, bu ülke için utanarak belirtmeliyiz.
Değerli Misafirler ve Temsilciler,
Bu bir hak mücadelesidir ve bu mücadele saymakla başlar.
Damlaya damlaya göl olur misali, önemseyebildiğimiz, üzerinde durmaya değer görmeyebildiğimiz, zaman zaman geçiştirdiğimiz, tabiri mazur görün “yuttuğumuz” her olay, toplandığında, inkar edilemez bir gerçeğe dönüşür.
Bu gerçeği olduğu gibi gösterme görevi yine bizlere düşüyor.
Alman ve Batı Avrupa toplumlarına aynayı yine biz tutacağız.
Bunun için elimizdeki tüm araçları – ki bunların birçoğu artık kurumsallaşmış durumdadır – kullanacağız.
Dışişleri Bakanlığımız, özellikle son yıllarda, yabancı düşmanlığı, İslam düşmanlığı ve ırkçılıkla mücadeleyle ilgili kurumsal hafızamızı güçlendirmiştir.
Nefret suçuyla ilgili yıllardır kurumsal kayıt tutulurken, artık vatandaşlarımızca doğrudan suç bildirimi imkanı tanınmıştır.
Bunun için yurtdışındaki temsilciliklerimizin internet sitesinde Yabancı Düşmanlığı Bildirimi modülü vatandaşlarımızın hizmetine sunulmuştur.
Bu bağlamda Başkonsolosluğumuzun şimdiye kadar olduğu gibi, tüm imkanlarıyla nefret suçlarına maruz kalan vatandaşlarımızın yanında olmaya devam edecektir.
Vatandaşlarımızın vakit kaybetmeden Başkonsolosluğumuzla temas etmesi durumunda hukuki danışmanlık da verebileceğimizi belirtmek isterim.
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, Kamu Denetçiliği Kurumu ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nın da bu alanda önemli bir adım atarak bu konudaki genel farkındalığa katkı sağladığını memnuniyetle görüyoruz.
Türkiye’den gelen değerli misafirlerimizin bu konuda birazdan yapacağı bilgi paylaşımı vesilesiyle emeği geçen herkese sizlerin huzurunda şükranlarımı sunarım.
İlginiz için teşekkür ederim.
Hüseyin Kantem Al
Generalkonsul
Montag - Freitag
08.30 - 12:30 / 13:00 - 16:00
Feiertage 2025
01.01.2025 | Neujahr | |
03.03.2025 | Rosenmontag | |
18.04.2025 | Karfreitag | |
21.04.2025 | Ostermontag | |
01.05.2025 | Tag der Arbeit | |
29.05.2025 | Christi Himmelfahrt | |
06.06.2025 | Opferfest | |
09.06.2025 | Pfingstmontag | |
19.06.2025 | Fronleichnam | |
03.10.2025 | Tag der Deutschen Einheit | |
29.10.2025 | Türkischer Nationalfeiertag | |
25.12.2025 | 1. Weihnachtstag | |
26.12.2025 | 2. Weihnachtstag |
+49 30 56 83 73 099