İstiklal Marşımızın Kabulü ve Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü
Turhan Kaya
18.03.2024
Kıymetli Vatandaşlar,
Değerli Başkonsolosluk mensupları,
Tarihimize altın harflerle yazılan Çanakkale Zaferi’nin 109. yıldönümünü kutlamanın onurunu yaşıyoruz.
Bu vesileyle, kutsal vatanımız için canlarını feda ederek ebediyete intikal eden tüm şehitlerimizin yüce hatırası önünde rahmet, minnet ve saygıyla eğiliyorum.
18 Mart 1915 tarihi, Çanakkale Boğazı’na, Türk’ün vatanını fethetme hülyasıyla girmeye çalışan dönemin kudretli donanmalarının, beklemedikleri muazzam bir direnişe boyun eğerek, ağır kayıplarla çekilmek zorunda bırakıldıkları gündür.
Türk askeri, müttefik kuvvetlerin donanmalarını Çanakkale’de yenilgiye uğratmış, Ulu Önder ve eşsiz komutan Mustafa Kemal Atatürk’ün kumandasında düşmanı Çanakkale’den çekilmeye mecbur bırakmıştır.
Çanakkale’deki topyekûn direniş, vatan topraklarımızın korunması için asil Türk evlatlarının artık daha fazla geriye çekilmeyeceklerini, kara toprağa düşmek pahasına gerekirse kendilerini feda etmekten çekinmeyeceklerini ortaya koydukları tarihi ve emsalsiz bir meydan okumadır.
Ulusumuz bu savaşlarda yüz binlerce zayiat vermiş, gelecekte ülkenin gelişmesinde önemli roller oynayabilecek eğitimli bir kuşak canını vatanının bağımsızlığı uğrunda feda etmiştir.
1915 yılı, Türk tarihi açısından fevkalade önemli ve ulusumuzun 1923’e kadar süren varoluş mücadelesinde asla yenilmeyeceğini tüm dünyaya haykırdığı bir senedir.
Genç Cumhuriyet, yıkılmış ve yorgun düşmüş ülkesini baştan aşağı imar ederek ayağa kaldırmaya çalışırken Çanakkale’de şehit düşen gençlerinin anılarını daima hafızasında taşımış, ancak yas tutmak yerine onların fedakârlıklarına layık olacak şekilde çalışmaya ve bayrağı onlardan devralacak yeni bir eğitimli kuşağı yetiştirmeye koyulmuştur.
Kıymetli misafirlerimiz,
Esasen bugün yalnız Çanakkale’de değil, şanlı tarihimizin tüm savaşlarında vatan uğruna can vermekten çekinmeyen kimileri bilinen, kimileri ise bilinmeyip, meçhule göç etmiş tüm şehitlerimizin aziz hatıralarını derin saygıyla bir kez daha yâd ediyoruz.
Ulusumuz, Çanakkale Muharebelerinden sonra Birinci Dünya Savaşı’nın çeşitli cephelerinden Kurtuluş Savaşı’na, Kore Savaşı’ndan Kıbrıs Barış Harekâtına, terörle mücadeleden dünyanın çeşitli köşelerindeki barış gücü harekatlarına kadar birçok sahada sayısız kahramanlıklar sergilemiş, birçok şehit vermiştir.
Dışişleri Bakanlığımız, 1970’li yıllardan bu yana Ermeni terör örgütleri tarafından gerçekleştirilen saldırılarda 40’ı aşkın mensubunu yitirmiştir.
Türk insanı, şehitlerini “Yurtta barış, dünyada barış” ülküsüne ulaşmak için anmayı ilke edinmiştir.
İnsanımızın toplumsal hafızası kin ve nefret değil, her zaman dostluk ve barış yeşertmiştir.
Çanakkale Muharebelerinde İngiltere için savaşan Avustralya ve Yeni Zelanda askerleri, ülkelerine döndüklerinde topraklarını savunan bir ulusa karşı neden savaştıklarını sorgulamışlar ve ulusal bilinçlerini oluşturmaya başlamışlardır.
O tarihten bu yana bize binlerce kilometre uzakta olan bu milletlerle benzersiz dostluk ilişkileri kurulmuştur.
1890 yılında Japonya açıklarında kayalıklara çarparak batan Ertuğrul Firkateyninin şehit düşen askerleri ve Japonya’nın şehitlerimize gösterdiği ihtimam bugün Türk-Japon dostluğunun temelidir.
Yine, 1950-53 arasında Kore’de Korelilerin bağımsızlığı için şehit düşen askerlerimizin anısına Güney Koreliler sadece Türkleri “kan kardeşi” olarak nitelendirmektedir.
Şehitlerimizin kanıyla sulanan Kıbrıs’ta bugün 39 yıldan beri belki de dünyadaki hiçbir barış gücünün sağlayamayacağı şekilde barış ve can güvenliği hâkimdir.
Türk insanının şehit düştüğü her toprak parçasında bir insanlık dersi, bir fedakârlık örneği ve bir kahramanlık öyküsü vardır.
Bizlere düşen, aziz şehitlerimizin uğrunda canlarını feda ettikleri idealleri yaşatmak ve bu uğurda çalışmaktır.
Türk milleti vatan uğruna canlarını veren şehitlerini ve gazilerini asla unutmamıştır ve unutmayacaktır.
Şanlı tarihimize parlak bir sayfa kazandıran başta ebedi Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk ve onun silah arkadaşları olmak üzere; tarih boyunca vatan ve millet sevdası ile şehit düşmüş ecdadımıza; bugün ülkemizin esenliği uğruna can vermiş asker, emniyet görevlisi veya sivil evlatlarımıza ve tüm kahramanlarımıza Allah’tan rahmet diliyoruz.
Gazilerimize uzun bir ömür diliyor, en derin şükranlarımızı ve saygılarımızı sunuyoruz.
Değerli katılımcılar,
Milletlerin en önemli sembollerinden biri Milli Marşlarıdır.
İstiklal Marşımız, büyük Şairimiz Mehmet Akif Ersoy tarafından, Çanakkale Savaşı sonrasında, vatan mücadelesi ortamında kaleme alındı.
Yazdığı şiirler, Kurtuluş Savaşımızda direnişimize ve kurtuluşumuza ışık tuttu, en zor günümüzde esin kaynağı oldu. Mücadele azmimizi güçlendirdi.
Bu vesileyle Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy'u da rahmet ve minnetle anıyoruz.
Hepinize katılımınız için teşekkür ediyor, saygıyla selamlıyorum.
Değerli Başkonsolosluk mensupları,
Tarihimize altın harflerle yazılan Çanakkale Zaferi’nin 109. yıldönümünü kutlamanın onurunu yaşıyoruz.
Bu vesileyle, kutsal vatanımız için canlarını feda ederek ebediyete intikal eden tüm şehitlerimizin yüce hatırası önünde rahmet, minnet ve saygıyla eğiliyorum.
18 Mart 1915 tarihi, Çanakkale Boğazı’na, Türk’ün vatanını fethetme hülyasıyla girmeye çalışan dönemin kudretli donanmalarının, beklemedikleri muazzam bir direnişe boyun eğerek, ağır kayıplarla çekilmek zorunda bırakıldıkları gündür.
Türk askeri, müttefik kuvvetlerin donanmalarını Çanakkale’de yenilgiye uğratmış, Ulu Önder ve eşsiz komutan Mustafa Kemal Atatürk’ün kumandasında düşmanı Çanakkale’den çekilmeye mecbur bırakmıştır.
Çanakkale’deki topyekûn direniş, vatan topraklarımızın korunması için asil Türk evlatlarının artık daha fazla geriye çekilmeyeceklerini, kara toprağa düşmek pahasına gerekirse kendilerini feda etmekten çekinmeyeceklerini ortaya koydukları tarihi ve emsalsiz bir meydan okumadır.
Ulusumuz bu savaşlarda yüz binlerce zayiat vermiş, gelecekte ülkenin gelişmesinde önemli roller oynayabilecek eğitimli bir kuşak canını vatanının bağımsızlığı uğrunda feda etmiştir.
1915 yılı, Türk tarihi açısından fevkalade önemli ve ulusumuzun 1923’e kadar süren varoluş mücadelesinde asla yenilmeyeceğini tüm dünyaya haykırdığı bir senedir.
Genç Cumhuriyet, yıkılmış ve yorgun düşmüş ülkesini baştan aşağı imar ederek ayağa kaldırmaya çalışırken Çanakkale’de şehit düşen gençlerinin anılarını daima hafızasında taşımış, ancak yas tutmak yerine onların fedakârlıklarına layık olacak şekilde çalışmaya ve bayrağı onlardan devralacak yeni bir eğitimli kuşağı yetiştirmeye koyulmuştur.
Kıymetli misafirlerimiz,
Esasen bugün yalnız Çanakkale’de değil, şanlı tarihimizin tüm savaşlarında vatan uğruna can vermekten çekinmeyen kimileri bilinen, kimileri ise bilinmeyip, meçhule göç etmiş tüm şehitlerimizin aziz hatıralarını derin saygıyla bir kez daha yâd ediyoruz.
Ulusumuz, Çanakkale Muharebelerinden sonra Birinci Dünya Savaşı’nın çeşitli cephelerinden Kurtuluş Savaşı’na, Kore Savaşı’ndan Kıbrıs Barış Harekâtına, terörle mücadeleden dünyanın çeşitli köşelerindeki barış gücü harekatlarına kadar birçok sahada sayısız kahramanlıklar sergilemiş, birçok şehit vermiştir.
Dışişleri Bakanlığımız, 1970’li yıllardan bu yana Ermeni terör örgütleri tarafından gerçekleştirilen saldırılarda 40’ı aşkın mensubunu yitirmiştir.
Türk insanı, şehitlerini “Yurtta barış, dünyada barış” ülküsüne ulaşmak için anmayı ilke edinmiştir.
İnsanımızın toplumsal hafızası kin ve nefret değil, her zaman dostluk ve barış yeşertmiştir.
Çanakkale Muharebelerinde İngiltere için savaşan Avustralya ve Yeni Zelanda askerleri, ülkelerine döndüklerinde topraklarını savunan bir ulusa karşı neden savaştıklarını sorgulamışlar ve ulusal bilinçlerini oluşturmaya başlamışlardır.
O tarihten bu yana bize binlerce kilometre uzakta olan bu milletlerle benzersiz dostluk ilişkileri kurulmuştur.
1890 yılında Japonya açıklarında kayalıklara çarparak batan Ertuğrul Firkateyninin şehit düşen askerleri ve Japonya’nın şehitlerimize gösterdiği ihtimam bugün Türk-Japon dostluğunun temelidir.
Yine, 1950-53 arasında Kore’de Korelilerin bağımsızlığı için şehit düşen askerlerimizin anısına Güney Koreliler sadece Türkleri “kan kardeşi” olarak nitelendirmektedir.
Şehitlerimizin kanıyla sulanan Kıbrıs’ta bugün 39 yıldan beri belki de dünyadaki hiçbir barış gücünün sağlayamayacağı şekilde barış ve can güvenliği hâkimdir.
Türk insanının şehit düştüğü her toprak parçasında bir insanlık dersi, bir fedakârlık örneği ve bir kahramanlık öyküsü vardır.
Bizlere düşen, aziz şehitlerimizin uğrunda canlarını feda ettikleri idealleri yaşatmak ve bu uğurda çalışmaktır.
Türk milleti vatan uğruna canlarını veren şehitlerini ve gazilerini asla unutmamıştır ve unutmayacaktır.
Şanlı tarihimize parlak bir sayfa kazandıran başta ebedi Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk ve onun silah arkadaşları olmak üzere; tarih boyunca vatan ve millet sevdası ile şehit düşmüş ecdadımıza; bugün ülkemizin esenliği uğruna can vermiş asker, emniyet görevlisi veya sivil evlatlarımıza ve tüm kahramanlarımıza Allah’tan rahmet diliyoruz.
Gazilerimize uzun bir ömür diliyor, en derin şükranlarımızı ve saygılarımızı sunuyoruz.
Değerli katılımcılar,
Milletlerin en önemli sembollerinden biri Milli Marşlarıdır.
İstiklal Marşımız, büyük Şairimiz Mehmet Akif Ersoy tarafından, Çanakkale Savaşı sonrasında, vatan mücadelesi ortamında kaleme alındı.
Yazdığı şiirler, Kurtuluş Savaşımızda direnişimize ve kurtuluşumuza ışık tuttu, en zor günümüzde esin kaynağı oldu. Mücadele azmimizi güçlendirdi.
Bu vesileyle Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy'u da rahmet ve minnetle anıyoruz.
Hepinize katılımınız için teşekkür ediyor, saygıyla selamlıyorum.
Hüseyin Kantem Al
Generalkonsul
Montag - Freitag
08.30 - 12:30 / 13:00 - 16:00
Feiertage 2025
01.01.2025 | Neujahr | |
03.03.2025 | Rosenmontag | |
18.04.2025 | Karfreitag | |
21.04.2025 | Ostermontag | |
01.05.2025 | Tag der Arbeit | |
29.05.2025 | Christi Himmelfahrt | |
06.06.2025 | Opferfest | |
09.06.2025 | Pfingstmontag | |
19.06.2025 | Fronleichnam | |
03.10.2025 | Tag der Deutschen Einheit | |
29.10.2025 | Türkischer Nationalfeiertag | |
25.12.2025 | 1. Weihnachtstag | |
26.12.2025 | 2. Weihnachtstag |
+49 30 56 83 73 099